23 Eylül 2012 Pazar

Küiristan Özlemi

Dikkat: Okudukça kendinizi kaybetmeyin, kuirle kalın.

Yurt dışına gitme isteğimde hiçbir şey değişmedi; fakat gideceğim memleketlerin en başında Kuiristan geliyor. Aslında Kuiristan fikrini de üst bakkalım verdi. Ben bizim bakkalı Kürt sanırdım, bir de kuir olduğunu duyunca şok oldum. Meğersem gizliden ötekilerin de ötekisiymiş. Kuvvetle muhtemel o yüzden Kuiristan’dan o bahsetti bana. Kuiristan kuir kuir esermiş. Kuiristan’da her şey çok güzelmiş; ama şimdilerde asıl para Kuiristan’daymış. Para birimleri de Kuir Liraymış. Kuiristan’da cinsiyet ayrımcılığı yokmuş. Zorunlu seks işçiliği yokmuş.

Avrupa Birliği hummalıca işini bilen işletmecilere, geylere, lezbiyenlere, travestilere, erkek translara çok proje vermeye başladı. Zira 90’larda muassır medeniyetlerin seviyesine en sonunda yetişecektik ya, ibneleri de besleyelim dediler. Ama…



Küçük ölçekli aktivist grupları bile küçük ölçeklilikten kurtarıp şirketleştirdiler. Köylü kurnazları tabi ki bu işten iyi para buldular. Aktivizm de para kazanılabilir bir iş haline geldikten sonra aktivist sayısı nedense (?) arttı da arttı. Hatta bir dönem birlikte çalıştığım muhasebeciden biliyorum. Adam kendini "aktif gey" diye tanımlarken biz ona "toplumda eşcinsel sosyallikte laço" derdik. Yani oğlan sikicisi… Adam sadece yaşlı, paralı, Avrupalı, pasif geylerle yatardı. Bu adamı Avrupa Birliği projeleri aktivist yaptı. Eee ne dicen anam, adam olmuş olacağını. Bir yıl içerisinde arkadaşlarından duyduğuma göre evini almış, lüks bir semtte kafe açmış. Aktivist olamasaydı bok açardı. Aktivizm işinden tek para kazanan da o değil tabi; ama obsesif şekilde o çok gözüme battı.

Kuiristan'da olmayanlar


Neyse… Biz asıl meselemize geri dönelim. Kuiristan’da proje dükkanının muhasebecisi göz göre göre ibnelerin haklarını yiyerek zengin olamazmış. Kuiristan’da herkesin salakça entel olmak gibi bir derdi de yokmuş. Aslında normal bir yermiş Kuiristan. Mesela erkek egemenliği de yokmuş. Erkek öğrenilmiş davranışlar da yokmuş. Erkekler sadece gelip sikişip gidiyormuş. Ne dövüyorlarmış, ne küfür ediyorlarmış, ne de kıllı vücutlarıyla ve erkek beyaz atletleriyle salonda oturmuyorlarmış. Hiçbirisinin pazardan alınmış boxerları yokmuş. Hiçbirisi pazardan alınmış üç kuruşluk Don Juan donları giyiyorlar diye kendilerini dünyanın sikicisi zannetmiyorlarmış. Tam bana göre bir memleket ya… Daha da ne önemlisi ne yokmuş biliyor musunuz? Asker yokmuş, ter yokmuş, koku yokmuş. Asker olmadığından düşman da yokmuş. Tüh, Kürt bakkalım neden bunu bana hatırlatmadı ki? Askerde yan komşusu ölmüştür belki, Türk olan, o yüzden…

Kuiristan’da herkes birbiriyle sevişip sikişiyormuş; ama cinsiyet kimliği, cinsel yönelim yokmuş. Ne faydalı ya… Artık bu işlerle uğraşmıyorlarmış. Millet ticaretle uğraşıyormuş; ticaret de çok iyi ve namuslu insanlar tarafından yapılıyormuş. Çok iyi… Valla Kuristan’a gidebilrisem, Kuiristan vatandaşlığını alabilirsem bazı kişileri götürmeyeceğim. Onlar kendilerini bilirler; çünkü orada köylü kurnazları falan yok ya… Kendilerini çok belli ederler ve tüm Kuiristan’a rezil oluruz. En önemli şeyi unuttum. Kuiristan’da “belli etmek” kelimesi de yokmuş. Misal Kuristan’da “Dönmeliğim belli mi?” sorusu ve cevabı yokmuş. Dönen dönmüş. “Gibiyim” kelimesi de yokmuş. “Kız gibiyim, erkek gibiyim” yokmuş; herkes ne boksa oymuş; ama bazen kuirler “Turp gibiyim” dermiş. Bana komik geldi ilk duyduğumda. Kız gibi oldum, oğlan gibi, travesti gibi, gibilerle dolu birçok şey oldum dum dum dum dum… Kırmızı mum. Ama hiç turp gibi olmamıştım. İşte kuirlik de kolay değil. Turp gibi olunacaksa turp gibi olacaksın. Bu bana zor gelecek; ama o kadar gibi oldum ki inşallah turp gibi de olurum. Travesti doğdum; ama travesti sosyal bile yaşayabildiysem, turp gibi de olurum evelallah. Turp sosyal nasıl yaşanır, onu bilmiyorum; ama iyi bir kuir olmak için ne gerekirse yapacağız. Gerekirse kuir dershanelerinde “Nasıl kuir olunur” konulu dersler dahi alacağız. Bu işten de bir ekmek yiyen bulunsun.

Tüm erkek homolar Kuiristan’ın anasını sikmiyorlarmış. Orada homolar erkek olmayan şeyleri de aralarında barındırabiliyorlarmış. Dersin ki göt siktiren am siktireni anlar. Bizdekiler öyle değil, neyse…

Kan şekerimizin düştüğü bir gün...


Şimdi bizim bakkala geri dönelim (ya da girelim). En önemli mesele bu. Bakkalın kulağı deliktir dedim ya, nereden duyduysa bilmiyorum; ama elektrikçiden olabilir; çünkü bizim mahallede bakkal, ben ve elektrikçi biraz kuirdir. Başka da kuir tanımayız. Kuristan’ı da biz kurduk, evet. Bakkal iyi de elektrikçi artık bana gelmiyor. Elektrikçi ilk başlarda sıradan müşteriydi. Beş on kere geldi bana. Sonra bir kuirlik başladı elektrikçide. İlla ki de organımı azına almak istediğini söyledi. “Bak bu işler seni aşar” dediysem de birkaç kere daha oral denemesi sonucu biz anala penetrasyona geçtik. O ara sanırsam kuirin de içinde barındırdığını düşündüğüm göt verenler sınıfına girdi bizim elektrikçi. İlk kuir günleriydi elektrikçinin. Sanki hiç sorunu yokmuş gibi kıyafetlerimi falan giyinmeye başladı. Kırk yaşlarında bıyıklı elektrikçi bir de kuir olunca benim kıyafetlere merak saldı. Kan şekerimizin düştüğü bir gün, elektrikçiyle bakkal hakkında fanteziler kurarken ben bakkalı bu gruba davet ettim. Bu gruba katılmasını istediğimiz bakkalın da kadın kıyafetleri giyinen bıyıklı elektrikçiye meğersem ilgisi alakası varmış. Tam üç kuir gruplar yaşarken bakkal grubu bozdu; çünkü elektrikçiyi bakkalla biyolojik bir kadından daha fazla fiyata satma deneyimlerim yüzünden bakkal aradan çıktı. Sonra tüpçü, ben, elektrikçi denedik; gene olmadı. En sonlarda elektrikçi bana gelmek istemediğini; benim eve her geldiğinde kan şekerinin düştüğünü; kuir kuir hareketler yaptığını ve tüm mahalleye verince mahallede verecek esnaf kalmadığını belirterek benle ve tüm mahalleyle ilişkisini bittirdi. Ama biliyorsun ki bizim muhit pek kuiri kaldırmıyor. O yüzden elektrikçi bana gelmeme kararı alıyor. Bir kere kuir oldu, ne yapsındı bu elektrikçi zavallım benim…

Bizim elektrikçiyi kaybettik ama Allah hepimizi kuir etmeyi nasip eylesin. Kuiristan’da en delikanlı kuirler Çingenelerden ve dönmelerden çıkıyormuş. Bak bak bana nasıl uygun bir memleket. Semalarında ise sürekli “yine yeşillendi kuir dalları” şarkıları adeta bir milli marş gibi söylenirmiş ve bu marşı her kuir de bilirmiş. Ben nasıl kuir oldum biliyor musunuz (marştan bağımsız)? Herkesle sevişmek istedim. Bir şeyden de bir güzellik bulma, bir şeyden de enerji alma. Abesle iştigal diye bir terim var ya, o yüzden abesle iştigal her şeyi sevdim ve sevişmek istedim; çünkü abesliklerini beğendim sanırsam. Bu kadar her şeyle sevişirsen önce rezil, sonra kuir olursun. Olamazsan da ya verem ya da göt veren olursun. Bu sorunlar Kuiristan’da sorun değilmiş, kuirler bu sorunlara önem vermezmiş. Yazdıkça konu açılıyor; tutamıyoruz kan şekerimizi ve kalemimizi…

Alın, bokumu yiyorum, kırdım kafayı, kırdırdınız kafamı ve bundan da haz alır hale geldim. Bağırdıkça duyamayacaksınız ne hissettiğimi bilemeyeceksiniz. Aklıma sığmayan hayatı, gülerek anlatmnayacağım size. Gülmekten kahrolurken, hissetmeyeceğim kendimi. Bildiklerimi anlatmayacağım size. Gözyaşlarımı göstermeyeceğim size. Yazdıklarımı seveceğim. Ağladıkça yaşayacağım. Alın kelimelerin içini boşaltıp, kuir kelimesini anasını sikmek böyle olur. Al bir kaya nereye dayarsan daya.

Not: Elçin tarafından düzenlendi

Eylem Günlüğü