3 Ocak 2010 Pazar

Orijinal el yazması 2

Yazıyı orijinal büyüklüğünde görmek için sağ tıklayarak yeni sayfada açın.
"İbnelik;

Beyaz götünü konforlu mekanlarda lobiler kurarak birbirine siktirme haline ibnelik denmez. Bu duruma, götünün derdine düşme hali denir. Güvenlidir ama hedonist bir durumdan başka bir şey değildir.

Bu durumdaki götverenler, ibnelerin de yüz karasıdır. İbnelik biraz, ötekiliği iliklerine kadar hissetme halidir. Utanarak ve ancak konforlu güvenli mekanlarda birbirleriyle buluşma hali. Gizlenerek barların en diplerinde kahkahalarla eğlenme hali. Başka bir şey saklamanın kahkahalarıyla...

İbnelik, biraz sokağı da bilmek değil mi? Ördüğün kozadan çıkma hali değil mi? Yen ibir inme türü mü türedi bilmiyorum. Burunları bir karış havada, şehrin en zengin caddesindeki mekanlarda, garip kıyafetlerle gezerek, üsten bakışlarla yaşayan tipler çoğaldı.

Allah belanızı versin sizin, kötü götverenler, hadsizler!...

Bu kadar aşağılanma halinin sonucunda çıkan, "Şehrin en asilleri biziz. Saçlar en iyi, dişler, yüzükler, marka saatler..." Her şey pahalı gibi. Çok anlamam. Hafif makyajlı, şehrin göbeğinde, "En klas bizleriz" diyen, hafif batılı, feminenliği doğuya ait varoş duruşlu (tipler).

En anlayamadığım, esprileriyle hafif tok, feminen olmayan ama ibnemsi bir gülüş sesi duyuyorum bunlardan. Bildikleri 4 İngilizce cümle Türkçe'den daha dominant olmasına rağmen yine de iç gıcıklayıcı bir ses çıkarıyorlar.

İbnenin asili mi olur! Durun! Aklınızı başınıza alın! Bu ne korkunç bir hal(dir)!..."

Eylem Günlüğü